9 Haziran 2015 Salı

Güneş Demirel- Şimdi Benimsin



Hüznün aşka doğru attığı her adım onun kelimelerinden biri...
                             Her cümlesi acı dolu bir yüreği aşka daha çok yaklaştırıyor.


Güneş Demirel, klavyesinde gezinen parmaklarının yüreğinize dokunduğunu hissedeceğiniz bir yazar.
Şimdi Benimsin
Elifle Fıratın onlardan ummayacağınız aşkının romanı.
Acıyla başlayan her aşk gibi yakıcı onların aşkı da. Çaresizliğin birleştirdiği her çift gibi onlar da aslında yalnız.
Tabii birbirlerinin olana kadar!
Elifin aile özlemine umulmadık şekilde yer açan yeni ailesiyle hissettiği huzurun doğurduğu bir aşk, Fıratın kendini ispat için başladığı ama içten içe kıskanarak büyüttüğü bir aşk onlarınki.
Yalnız kaldıkları her saniye nefretken önce alışkanlığa sonra da vazgeçilemezliğe doğru ilerliyor...
Okumaya başlayın... Sayfaların yetmeyeceğini göreceksiniz!



Bu kitaba internette gezerken denk gelmiştim, biraz oku'dan ilk birkaç sayfasını okuyunca beni o denli etkilemişti ki hemen sipariş vermiştim.
Nitekim çabuk bitti, gerçi bunun benim psikopat gibi aralıksız okumamla da ilgisi var :)
Yazarın ilk kitabı, bu yüzden eleştirirken ılımlı olmaya gayret edeceğim...

Öncelikle etkilenmemin en büyük nedeni toplumda hala yara olan tecavüz konusuna değinmiş olmasıydı
ve karakterin gözünden o psikolojiyi anlatışı beni gerçekten sarsmıştı... Ta ki kitap biraz ilerleyene dek...
Neyi beğenmedin diye sorarsanız...
Bir kere Elif'in hayatını karartan o kararı veren, oğullarına bu konuda baskı uygulayan ailenin yazarın anlattığı kadar iyi ve anlayışlı olabileceği bana inandırıcı gelmedi. Keza, aynı inançsızlığı Elif'in üniversiteye gitmesinde de hissettim. Töre töre diye tutturan bu insanlar evli, üstelik yeni bebeği olmuş bir kadını üniversiteye gönderirler mi düşünmek lazım?

Sonra Fırat'ın aşkı... Evet, bu aşka inandım; karakteri samimi de buldum, uğraşlarını taktir de ettim. Bunlara diyecek sözüm yok... Elif'in bu konudaki tutumu çok katı geldi bana; herkesi affetti, bir tek onu affetmesi yıllarını aldı.
Kitapta zamanda yapılan 4 yıllık atlamayı ayrı gereksiz buldum...
Yani kısacası başlardaki o beğenim son sayfalara doğru silindi gitti.

Yani illa ki mutlu son olmak zorunda değildi, sırf öyle olsun diye bu denli ıkınmanın anlamı yok!
Ki bence daha gerçekçi bir bakış açısıyla olaya yaklaşıp sayfa sayısını azaltıp daha etkileyici bir kitaba imza atabilirmiş yazar... Ama işte ilk kitap, ilk tecrübe...

Bunun dışında kitap bir dünya basım hatasıyla doluydu. Yazarın zaman kalıbı konusunda karışıklık yaşaması okumayı güçleştiriyor... Ayrıyetten kitabın editoryal düzenlemesini yapanlar da buna hiç dikkat etmemişler.






2 yorum:

  1. şuan çok ilgimi çekti bu kitap :) sanırım bende bir tane edinip okucam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. büyük bir zevk ile sana hediye edebilirim :]

      Sil